Uyuyamıyorum bir şeyler yazmak istedim. Artık daha somut yaşıyorum. Kendimi önemsemeye başladım biraz. Kendini değiştirmek denmez buna yıllardır agnostik yaşıyordum. Hadislere ve buhariye göre yetiştirilince o dinden uzaklaşılabiliyor. Küçükken camiye kuran öğrenmek için giderdim ve bana Arapça harfleri öğretilirdi. Sanki onun için oradaymışım gibi veya etrafımda gördüğüm sakallı, cübbeli insanlardan dolayı daha birçok şey var tabii. Sonrasında bu konu hayatımda önemli bir yer aldı araştırmaya Allah'ın verdiği zeka ile düşününce tabii tek doğru kaynak yardımıyla her şey yerine oturmaya başladı, doğru yolu kendi doğrularımla oluşturdum. Hâlâ kafamda cevap bekleyen sorular mevcut. Örneğin; "dünyada kötülüğü sınırının neden olmadığı" dünyanın bu yüzyıl içerisinde yok olacağını düşünenlerden biriyim. Zira daha erken yok olacağını düşünenler de var.
Orta doğu ülkelerinde her türlü pislik var. Müslümanım diye geçinen ve içindeki Allah korkusundan yoksun insanların hayvana, öz kızına, bebeklere tecavüz etmesini kaldıramıyoruz artık. Defalarca "batsın bu dünya, yıkılsın bu dünya" dediğim olmuştur ve demeye devam edeceğim de. En önemli mevzu insanın iradesidir. Elbette hepimize bir irade verilmiştir. İyiyi ve kötüyü ayırt etme yeteneği verilmiştir. Benim dayanamadığım noktayı söyle açıklayayım;"verdiğimiz kararlardan ötürü başkalarının zarar görmesi." Hiçbirimiz tecavüz edilen insanlardan biri değiliz-bebek demeye dilim varmıyor-bağnazlık yapıp ön yargılı düşünmenin hiçbir manası yok. Onların yaşadığı zararları, vücutlarında ve psikolojilerinde bıraktığı zararları tahmin bile edemeyiz.
Uzak Doğu ülkelerinde yaşayan insanların %70 i ateisttir. Hiçbir zaman böyle haberler duyamazsınız. Tam tersi dünyanın en zeki ve en çalışkan insanlarıdır onlar. Kötülük Ortadoğu'yu avucuna almış, insanların hayatları ipliğe bağlı resmen. Her insan eceli ile ölmek ister, aldığımız ve verdiğimiz her nefes ölüme bir adım demektir. Diyeceğim binlerce şey var. Ortadoğu'yu konu alan uzun bir makale yazmayı düşünüyorum. Başka bir gece..