-Yumurtanın neden bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?
Eğer köşeli olsalardı kenarları dayanıklılık açısından çok zayıf olurdu. Şüphesiz böyle bir yumurtayı yumurtlamak da tavuk için bir işkence olurdu. Aslında dış yüzeyi en dayanaklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki bir yumurta da bulunduğu yerden yuvarlanıp gidince nerede duracağı belli olmaz.
Hemen hemen tüm kuş yumurtalarının bir tarafı daha yuvarlak diğer tarafı da daha incedir. Bu şekil, yumurtaların yuvada birbirlerine en yakın ve en az hava boşluğu bırakacak şekilde durmalarını sağlar. Böylece hem ısı kaybı önlenir hem de yuvadaki yerden en iyi şekilde faydalanılır.
Yumurta yuvarlanıp gittiğinde düz gitmez, ince tarafı üstünde dairesel bir yol çizer ve başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani bu şekli ile yumurtanın düz bir yüzeyde yuvarlanarak kaybolup gitmesi mümkün değildir. Asıl önemlisi bu şekli ile yumurtanın kuştan veya tavuktan daha rahat çıkmasıdır. Genel tahminin aksine yumurtanın yuvarlak yani daha geniş tarafı önce çıkar. Hem bunu hem de yumurtanın her iki tarafındaki farklı şeklini sağlayan yumurtanın çıkış yolu üzerindeki kaslardır.
Yumurta, yumurta kanalını kesik kesik hareketlerle geçer. Buradaki dairesel kaslardan sırası ile geçerken, yumurtanın önündeki kas gevşek durumda iken arkasındaki kas kasılır, daralır.
Yumurta bu kanalın başında iken küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kaslar büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik bir şekil almasına sebep olurlar. Çıkışa kadar yumurta kabuğu da sertleşir ve bu haliyle dışarı çıkar. Yumurtanın şeklinin ve kalın kısmının önce çıkışının nedeni de budur. Sürüngenlerde ise bu düzenek yoktur. Onların yumurtaları çıkışta küresel şekildedir.
2 Mart 2018 Cuma
25 Mart 2017 Cumartesi
Mutluluk, tanrıya teslimiyettir.
Uyuyamıyorum bir şeyler yazmak istedim. Artık daha somut yaşıyorum. Kendimi önemsemeye başladım biraz. Kendini değiştirmek denmez buna yıllardır agnostik yaşıyordum. Hadislere ve buhariye göre yetiştirilince o dinden uzaklaşılabiliyor. Küçükken camiye kuran öğrenmek için giderdim ve bana Arapça harfleri öğretilirdi. Sanki onun için oradaymışım gibi veya etrafımda gördüğüm sakallı, cübbeli insanlardan dolayı daha birçok şey var tabii. Sonrasında bu konu hayatımda önemli bir yer aldı araştırmaya Allah'ın verdiği zeka ile düşününce tabii tek doğru kaynak yardımıyla her şey yerine oturmaya başladı, doğru yolu kendi doğrularımla oluşturdum. Hâlâ kafamda cevap bekleyen sorular mevcut. Örneğin; "dünyada kötülüğü sınırının neden olmadığı" dünyanın bu yüzyıl içerisinde yok olacağını düşünenlerden biriyim. Zira daha erken yok olacağını düşünenler de var.
Orta doğu ülkelerinde her türlü pislik var. Müslümanım diye geçinen ve içindeki Allah korkusundan yoksun insanların hayvana, öz kızına, bebeklere tecavüz etmesini kaldıramıyoruz artık. Defalarca "batsın bu dünya, yıkılsın bu dünya" dediğim olmuştur ve demeye devam edeceğim de. En önemli mevzu insanın iradesidir. Elbette hepimize bir irade verilmiştir. İyiyi ve kötüyü ayırt etme yeteneği verilmiştir. Benim dayanamadığım noktayı söyle açıklayayım;"verdiğimiz kararlardan ötürü başkalarının zarar görmesi." Hiçbirimiz tecavüz edilen insanlardan biri değiliz-bebek demeye dilim varmıyor-bağnazlık yapıp ön yargılı düşünmenin hiçbir manası yok. Onların yaşadığı zararları, vücutlarında ve psikolojilerinde bıraktığı zararları tahmin bile edemeyiz.
Uzak Doğu ülkelerinde yaşayan insanların %70 i ateisttir. Hiçbir zaman böyle haberler duyamazsınız. Tam tersi dünyanın en zeki ve en çalışkan insanlarıdır onlar. Kötülük Ortadoğu'yu avucuna almış, insanların hayatları ipliğe bağlı resmen. Her insan eceli ile ölmek ister, aldığımız ve verdiğimiz her nefes ölüme bir adım demektir. Diyeceğim binlerce şey var. Ortadoğu'yu konu alan uzun bir makale yazmayı düşünüyorum. Başka bir gece..
Orta doğu ülkelerinde her türlü pislik var. Müslümanım diye geçinen ve içindeki Allah korkusundan yoksun insanların hayvana, öz kızına, bebeklere tecavüz etmesini kaldıramıyoruz artık. Defalarca "batsın bu dünya, yıkılsın bu dünya" dediğim olmuştur ve demeye devam edeceğim de. En önemli mevzu insanın iradesidir. Elbette hepimize bir irade verilmiştir. İyiyi ve kötüyü ayırt etme yeteneği verilmiştir. Benim dayanamadığım noktayı söyle açıklayayım;"verdiğimiz kararlardan ötürü başkalarının zarar görmesi." Hiçbirimiz tecavüz edilen insanlardan biri değiliz-bebek demeye dilim varmıyor-bağnazlık yapıp ön yargılı düşünmenin hiçbir manası yok. Onların yaşadığı zararları, vücutlarında ve psikolojilerinde bıraktığı zararları tahmin bile edemeyiz.
Uzak Doğu ülkelerinde yaşayan insanların %70 i ateisttir. Hiçbir zaman böyle haberler duyamazsınız. Tam tersi dünyanın en zeki ve en çalışkan insanlarıdır onlar. Kötülük Ortadoğu'yu avucuna almış, insanların hayatları ipliğe bağlı resmen. Her insan eceli ile ölmek ister, aldığımız ve verdiğimiz her nefes ölüme bir adım demektir. Diyeceğim binlerce şey var. Ortadoğu'yu konu alan uzun bir makale yazmayı düşünüyorum. Başka bir gece..
5 Şubat 2017 Pazar
4 Şubat 2017 Cumartesi
Mutluydu..
Mutluydum, ilk defa başka kimseye ihtiyaç duymadan.. Ne hissettiğimi sorgulamadan doğru olduğunu düşündüğüm yerdeydim. Mutlu olmanın hayatıma kattığı tuhaflık ile her seyi akışına bırakmayı doğru buldum. En iyisini ümit edip en kötüsüne hazırlandım. Bir süre sonra her şey olmasi gerektiği haline döndü;dengesizlik, huzursuzluk, mutsuzluk... Her şeyin ardı ardına gelmesi beni zıvanadan çıkarıyor.
25 Ocak 2017 Çarşamba
Sebepsiz yaşam
Hiç neden yaşadığınızı sorguladınız mı? Veya kederler ile dolu bu aşağılık dünyada yaşamayı haketmediğinizi? Bazıları gerçekten bahtsız oluyor mutlulukları bir kelebeğin ömründen kısa sürüyor. Bende mi onlardan biriyim diye düşünürken gecenin sessizliğinde boğuluyorum, sebepsizce vücudumdaki her kasın titrediğini hissediyorum. Yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmiyor. Yaşadıklarıma lanet ediyorum. Hergünümüzü saçma sapan tercihler yaparak bitiriyoruz. Bu tercihlerimizin sebebini hep sorguladım. Hiçbir cevap bulamadım. Belkide önümüze sunulan yaşamak zorunda kalıyoruz. Sende bir kurbansın ve öyle olmaya devam ettiğin surece zavallı ve muhtaç görüneceksin hatta bence oylesin. Hayatı olması gerektiği gibi yaşa sebepsizce sahibi olduğun hayatı kendi at gözlüklerin ile yaşa sevdiğin şeyleri tüketerek onlardan bir şeyler üretmeye çalış, hayatın seni ezmesini bekleme. Kendine bir yaşam seç zorundalıkların bulunmadığı patron rolünü oynayabileceğin bir hayat. "Gaddar olmayan lider olamaz." mantığı ile hareket et. Yaşadıkların yaşandı ve bitti. Her güzel şeyin bir sonu vardır. Güzellikler yaratma sırası sende. "Dünyayı güzellik kurtaracak, sevgiyle başlayacak her şey. -Lütfi Livaneli"