16 Mart 2018 Cuma

Apollo 11

      Bugün size 16 Temmuz 1969 yılında NASA tarafından gerçekleştirilen Ay yüzeyine yapılan ilk uzay yolculuğunu olan Apollo 11 uzay gemisi ve mürettebatından bahsedeceğim. Apollo 11 uzay aracı; astronot ve erzakların bulunduğu komuta modülü, yön değiştirme için ve yakıt-motorların bulunduğu kontrol modülü ve Ay’a iniş yapabilmek için kullanılan Ay modülünden oluşmaktadır. Bu yolculuğu  "Bir insan için küçük bir adım, insanlık için dev bir sıçrayış.” diye tarif eden ekip sekiz gün süren bu uzay yolculuğundan sonra ekip Dünya’ya geri dönmüştür. Fakat bazı kişiler, kurumlar veya otoriteler NASA'nın Dünya'dan yaklaşık olarka 385.000 km uzakta olan Ay'a hiçbir zaman bir uzay aracı göndermediğini ve Apollo uçuşlarının tamamen komplo olduğunu iddia etmişlerdir. Teorisyenlerin iddialarından bahsedecek olursam;

      Bir iddiaya göre Ay'a çıkılma videosu bir stüdyoda çekilmiştir. Diğer bir iddia ise bu video ABD başkanlarının bile özel izinle girebildiği 51. bölgede çekilmiştir. Bazı teorisyenlere göre ABD, soğuk savaşı Ay'a ayak basan ilk ülkenin kazanacağına inanıyordu ve o zamandaki teknoloji ile bunun imkansız olacağı da biliyordu. Bu amaç ile ABD böyle bir düzenek kurdu. Teorisyenlerin bazı iddiaları şunlardır;

1-Atmosferin olmadığı yerde bayrağın dalgalanması mümkün değildir.

2-Dünya'dan bile çıplak gözle görülebilir yıldızların atmosfer olmayan Ay yüzeyinden daha net görülmesi gerekirken, fotoğraflardan hiçbir yıldızın olmaması,

3-Ay’da adım atarken astronotların ayakları bile iz bırakıyorsa, nasıl olur da koskoca füze inerken iz bırakmaz.

4-NASA Ay’da kullandıkları tek ışık kaynağının güneş olduğunu öne sürmüştür. Fakat fotoğraftaki gölgeler aksini iddia etmektedir gibi iddialarda bulunmuşlardır.

      NASA'nın bu iddialara vermiş olduğu cevaplara gelirsek;

İddia 1-NASA, bayrak yer çekiminin dünyadakinden 6 kat küçük olduğu Ay'da astronotlar tarafından kurulma esnasında oluşan titreşimden dolayı buruştuğunu ve bu yüzden rüzgarla dalgalanmadığı halde dalgalanıyormuş gibi gözüktüğünü cevap olarak vermiştir.

İddia 2-Bunun sebebi, yapılan tüm Ay inişlerinin gündüz Güneş gökteyken yapılmış olmasıdır.

İddia 3-Uzay aracının sert ve düz bir kayanın üzerine inmesinden ve astronotların ayak izlerinin sadece Ay yüzeyinin yumuşak olan bölgelerinde belirgin olmasından bahsetmek gerekir.

İddia 4-Güneş tek ışık kaynağı değildir. Dünya, Ay'ı Ay'ın Dünya'yı aydınlattığından çok daha fazla aydınlatır. Ayrıca Ay yüzeyinin yansıtıcı yapısının Güneş ışığını çok yüksek seviyelerde yansıtması da bazı cisimlerin paralel olmayan gölgelerini oluşturma konusunda büyük rol oynar.

Not:Bir süreden sonra bu teorisyenler projenin gerçekliğini kabul etmişlerdir.

      Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins’i taşıyan Apollo 11 20 Temmuz’da Ay’a vardı. Bir çoğunuz bu uzay aracının içerisinde Ay'a yürüyen ilk insanların "Neil Armstrong" ve "Buzz Aldrin" olduğunu da biliyoruz. Ancak kimse Michael Collins'in varlığından ve başarılı bir astronot olduğundan haberdar değildir. Michael Collins, 1969 yılında Ay'a ulaşan Apollo 11'in 3 kişilik mürettebatından biriydi. Yani Ay'a ilk adım atan astronotlar ile birlikteydi. Neil Armstrong ve Buzz Aldrin Ay üzerinde adımlar atarken, Michael Collins Apollo 11'in içinde Ay yörüngesinde turlamak ile görevliydi. Uzay aracı, Ay'ın Dünya'ya bakmayan karanlık yüzüne geçtiği zaman radyo sinyalleri Ay tarafından engellenmiş ve Michael Collins'in Dünya ile tüm bağlantıları kesilmişti ve elbette diğer 2 astronot ile de. Michael Collins Ay'ın arka yüzünde geçirdiği 48 dakika boyunca en yalnız anlarını yaşar ve insanlık tarihine geçer. Böylelikle Dünya'dan en uzak mesafede bulunan kişi oldu kendisi. Apollo 11'e ve astronotların görevlerine dönelim. Ay Modülü, inecek uygun bir yer aramanın uzun sürmesi yüzünden yakıtı bitmek üzereyken, 20:17’de Ay yüzeyine indi. Armstrong Dünya’ya “Houston, burası Sükûnet Üssü. Kartal kondu.” mesajını gönderdi. 

Önceden kararlaştırıldığı şekilde modülden önce Armstrong çıktı. Merdivenin son basamağına gelince kısaca durup yüzeyi tarif etti: “Çok ince taneli, neredeyse pudra gibi. Şimdi iniyorum…” Sol ayağıyla attığı ilk adımın ardından, kendisini dinleyen yaklaşık 450 milyon Dünyalıya o ünlü sözünü söyledi: “Bir insan için küçük bir adım, insanlık için dev bir sıçrayış.”

      Yirmi dakika sonra Aldrin de Ay’a ayak bastı. Astronotlar iniş noktasına bir plaket bıraktılar, ABD bayrağını diktiler, 20 kg taş örneği topladılar ve üç tane bilimsel araştırma cihazı kurdular. Son olarak Armstrong 60 metre uzaktaki bir kratere yürüdü ve oraya, hayatını kaybeden Sovyet kozmonotları Yuri Gagarin ve Vladimir Komarov ile Apollo 1 astronotları Gus Grissom, Ed White ve Roger B. Chaffee anısına bir paket bıraktı. Astronotlar iki buçuk saati araç dışında olmak üzere ay yüzeyinde toplam 21 saat 37 dakika zaman geçirdiler.

Bu arada yürüyüş sırasında Armstrong ne ezan sesi duydu, ne de “iyi şanslar Bay Gorsky” dedi. : )

      Komuta modülüyle birlikte paraşütlerle Büyük Okyanus'a düşen astronotlar uzaydan mikroorganizmalar getirebilecekleri endişesiyle 21 gün karantinada tutulmuşlardır.Dünyaya döndükten sonra Armstrong tekrar uzaya çıkmadı. Şahsen en çok merak ettiğim olaylardan birisi Michael Collins'in, Ay'ın karanlık yüzünden Dünya'yı görüp göremediğidir. Ay'ın göremediğimiz tarafının ise Güneş ışığı almadığı düşüncesi aklımıza gelebilir. Ay’ın kendi etrafında dönen bir gök cismi olduğunu unutmamamız gerekiyor. 1965 yılında  Sovyetler Birliği uzay aracı olan Zond 3, Ay’ın arka tarafıyla ilgili bilgilerimizi arttırdı. 68 dakika boyunca oldukça kaliteli fotoğraflarını çekti. Dokuz gün sonra ise çektiği fotoğrafları birkaç ay boyunca Dünya’ya iletmeye devam etti. ABD ise 1966 ile 1967 yılları arasında Ay Yörünge Aracı Programı dahilinde beş insansız uzay aracı yolladı.  633 tane yüksek çözünürlüklü, 211 tane orta çözünürlüklü fotoğraf çekilmiş, yörünge araçları toplamda Ay’ın yüzeyinin yüzde 99’unun yüksek kaliteli haritasını çıkarmışlardır. Bu uzay araçlarının hepsi de Apollo uçuşlarında iletişim tehlikesi oluşturmamaları için Ay’a çarptırılmışlardır. Hemen bir yıl sonra, 1968’de Apollo 8 görevi ile ABD’li Astronot William Anders, Ay’ın arka yüzünü gören ilk insan olmuştur. Önümüzdeki 20 yıl içinde insanlık tekrar uzayı keşfe çıkmaya hazırlanmakta. Gidilecek yerlerden biri de tabii ki Ay’ın karanlık tarafı olacaktır. Dünya ve Ay’ın evrimini daha iyi anlamak için, Ay’ın iki yüzünün jeolojisi oldukça farkı olduğu için ciddi derecede önem taşımakta. Burada yapılacak araştırmalar sonucunda düşündüğümüzden daha karmaşık bir oluşum süreci ortaya çıkabilir. Sabırsızlanıyorum.. Bundan sonra bilim konusunda daha fazla yazı yazacağım..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder